Anne karnında gebeliğin oluşmaması gibi bazı anormal durumlar yaşanır. Bu gibi durumlara genel olarak infertilite yani kısırlık denir. Ortalama olarak düşünüldüğünde evli insanlar arasında 100 evli aileden 15 ile 20’sinin kendi doğal çabaları ile malesef çocuğu olamamaktadır.
Kısırlık dediğimiz bu durum bebek bekleyen insanların sayısal olarak toplumun önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ayrıca bazı nedenlerle sayıları gittikçe arttığı yönünde uzmanlar tarafından yapılan dikkat çekici somut örnekler bulunmakta.
Kısırlık günümüzde artan bir sorun olarak dikkati çekmektedir. Kısırlık sebepleri genital organ hastalıklarından, hormonal sebeplerden ve yumurtanın yani tohumun bozukluğundan veya bazı kadınlarda hiç olmayışından kaynaklanabilir. Hastalık nedeniyle gebelik olmamasının tedavileri bulunuyor. Ama bazı hastalıklarda ise malesef kısırlık tedavisi yoktur.
Halk arasında yaygın inanışın aksine kısırlığın tek sebebi kadınlar değildir. Erkeklerde de kısırlık görülmektedir. Hatta oran olarak bakıldığında neredeyse kısırlığın yarısı erkek tarafından olduğu söyleniyor. İnfertil çiftlerin %40’ını erkeklere bağlı faktörler oluşturur.çiftelerin çocuk sahibi olmalarında bazı faktörler etkilidir.
Örneğin kadının yaşı 35 yaşın üzerindeki kadınlarda yumurtlama daha az olmaktadır, normal cinsel yaşam ve normal sıklıkta ilişkiye girmek doğru zamanda ve düzenli ilişkiye girmek çocuk sahibi olmak için oldukça önemlidir. Bu nedenle anne olmak isteyen kadın adaylarının erken 35 yaşın altında evlenilmesi gerekiyor.
İnfertilite krizi sırasında pek çok çift cinselliği üreme faaliyetlerinden ayırt etmeyi başaramaz.Eşler birbirinden uzaklaşabilir, kendilerini kırgın, kızgın ve yalnız hissedebilirler. Bunun sonucunda evlilik ilişkisinde bir gerginlik meydana gelir.
Bir önceki yazımız olan G Noktası Nedir ve G Noktası Nerededir? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.